Isırganotu(Urtica dioica)

Bitki özellikleri: Isırganotunu ve onun yakıcı özelliğinin acısını tanıyanların sayısı giderek azalıyor!

Kentlerdeki arsalar, bahçeler ve bostanların azalmasıyla paralel gidiyor bu yabancılaşma. Oysaki, ısırganotu her zaman insanların yakınlığını aramış, sanki onlara daha iyi hizmet verebilmek için, evlerinin, bahçelerinin duvar diplerini kendine yurt edinmiş, altın değerinde bir bitkidir. Onu tanımayanlar, bu önemli eksikliği gidermenin yollarını aramalıdırlar. Ama onun bulunabileceği yollar, ne yazık ki artık kent içi yollar olmaktan çıkmış, orman veya köy yolları ile sınırlanmıştır. Kentlerin bazı kuytu köşelerinde onu belki hala bulabilir, ama alıp evinize götüremezsiniz! Çünkü o artık, tutunabildiği yerlerde, üstüne çökmüş pislik tabakasının altında ezilip gidiyor. Çünkü artık kentli ısırganotu, havadan üstüne çöken zehirler yüzünden kullanılamaz duruma gelmiş olmanın acısını çekiyor. Ama o dayanıklıdır. Koşullar ne kadar çetin olursa olsun, yaşamayı ve yaşatmayı çok iyi becerir!

Isırganotunun genellikle yaygın olan iki türü tedavi amaçlı kullanılır. Büyük ısırganotu(Urtica dioica) ve küçük ısırganotu(Urtica urens). Çok yıllık otsu bir bitkidir. 20-80 cm yükseklikte olur. Koyu yeşil ve tüylü yapraklarının kenarları dişli, sapları uzundur. Deriye değdiklerinde yakıcı etki yaparlar.

Bileşim: Yaprakta, Flavon, C vitamini, demir, mineral tuzlar, bitki asitleri, beta sitosterin, amine(histamin).

Tohumda, müsilaj, proteinler, sabit yağ, carotinoid, clorophyll.

Kökte, tanen, sterolen, sterylglucosid, lignan.

Toplama ve hazırlama: Yapraklar, mayıs-temmuz aylarında, saplarından sıyrılarak toplanır. Tohum, temmuz-ağustos aylarında toplanır. Kökler, ilkbahar veya sonbaharda sökülür, bol suda fırçalanarak temizlenir. Tüm organlar gölgede kurutulur.

Kullanım alanları ve biçimleri: Yaprak, tohum ve kökün içerdiği etkin maddeler arasında farklılıklar olduğuna göre, kullanım alanlarının da farklı olması doğaldır. Yani, ille de yaprağın tohumdan veya tohumun yapraktan daha etkili olduğunun düşünülmesi doğru değildir. Önemli olan, onları etkili oldukları alanda, gerektiğince kullanmayı bilmektir. Burada, okuyucunun öncelikle bu konu hakkında aydınlatılmasına çalışılacaktır.

Yaprak çayının başlıca özellikleri olarak, idrar arttırıcı, ödem çözücü, kan temizleyici, kan yaptırıcı, iltihap giderici, demir eksikliğini giderici ve organizmayı uyarıcı nitelikleri sıralanabilir. Bu temel niteliklerden yola çıkılarak, onun şu hastalıklara karşı başarıyla kullanılabileceğini belirtmek gerekir: Romatizma ve gut, romatizmal eklem deformasyonları, böbrek ve idrar yolları iltihabı, teşhis edilemeyen şiddetli baş ağrıları, prostat büyümesi, mide ve bağırsak ülseri, böbrek ve safrakesesi taşı, güçsüzlük ve bitkinlik halleri, kansızlık ve alyuvarlar eksikliği, demir eksikliği, tüm alerjik rahatsızlıklar( bahar nezlesi dahil), egzama, ergenlik sivilceleri, fistüller.

Bu hastalıklara karşı uygulanacak yaprak çayı tedavisinin, 2-4 hafta süreli kürler halinde uygulanması gerekir. Bu süre içinde, günde 2-4 bardak bitki çayı, tatlandırılmadan, öğün aralarında, sıcakken içilmelidir. Hiç de kötü sayılamayacak tadını beğenmeyen duyarlı kişiler, örneğin bir küçük tutam nane veya kekik ekleyerek yeni tatlar oluşturabilirler. Ağır kalp ve böbrek hastalığından kaynaklanan ödemlere karşı kullanılmadan önce doktora danışılmalıdır.

Kökler, eğer istenirse her zaman yaprakla karıştırılarak kullanılabilir. Ama öncelikle, prostat büyümesine karşı, uygulanan tıbbi tedaviyi destekleyici olarak çok iyi sonuç verir. Ayrıca, yalnız veya yaprakla birlikte hazırlanan kaynama suyuyla baş yıkandığında, saç dökülmesi durur, saçlar yoğunluk ve parlaklık kazanır, kepeklenme sona erer.

Tohumlar, öncelikle organizmayı uyarıcı, güçlendirici ve savunma gücünü arttırıcı özelliklere sahip olduğu için, yaşlıları güçlendirici olarak kullanılmalıdır.

Yeşil ısırganotu, sapın dibinden kesilerek, romatizma, gut, eklem deformasyonu, siyatik ve lumbagoya karşı, doğrudan hasta bölgelere sürülerek de kullanılır. Bitkinin yakıcı tüylerinin deriyi tahriş etmesiyle, uzun süreli, rahatlatıcı bir sıcaklık oluşur ve ağrılar diner. Başlangıçta rahatsız edici olan deri yanması bir süre sonra azalır ve daha sonra sona erer.

Yaprak çayı: 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, 1 bardak kaynar suyla haşlanır, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Tatlandırılmadan, sıcak içilmelidir.

Kök çayı: 1 tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, 1 bardak suda 5 dakika kadar hafif ısıda kaynatılır, 4-5 dakika kadar demlendirildikten sonra süzülür. Tatlandırılmadan, sıcak içilmelidir.

Tohum çayı: 1 tatlı kaşığı dolusu hafifçe ezilmiş tohum, 1 bardak kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Tatlandırılmadan, sıcak içilmelidir.

Bu drogların ikisinin veya üçünün karıştırılarak içilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Bu tür karışımların, tedavi edici etkinliği arttıracağını düşünmek herhalde doğru olur.

Yan etkiler: Bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. 

Ana-Sayfa